15 Mayıs 2014 Perşembe

Etik İle İlgili Yazı







ETİK GÜNÜ
  Bir ülkede etik değerlerin oluşup kök salmasında birinci derecede etkili etmen bireyleri kültürlü uygar insanlar yapmayı amaçlayan eğitim düzeyleri. Ülkemiz açısından içine düştüğümüz olumsuz çarpıcı bir örnek her düzeyde eğitimi bir yabancı dilde yapma çabaları. Kendi anadilinde yapılan eğitimin önemine dikkat çekenlerin yadırgandığı bir düzeye kadar bu olumsuzluğu getirmiş bulunuyoruz. Etik değerlere özen gösterilen ülkelerde hiç kimse kendi ana dilinden bu derece vazgeçmiş gözükmüyor. Üstelik hem kendi diline hem de başkalarının anadiline saygıyı önemli bir etik değer sayıyor.
  Bizim toplumsal olarak bugün karşı karşıya bulunduğumuz sorun, toplumsal yaşantımızdaki gelişmelerin toplumun geneli için geçerli olacak değer yargılarını oluşturamamış olması. Biz cumhuriyetin kuruluşu ile başlayan Atatürk devrimlerinin yaşamımıza soktuğu değer yargılarına güveniyoruz ve geçerliliğini koruduğuna inanıyoruz. Evrensel düzeyde geçerli olan değer yargılarına dayanan Atatürk ilke ve devrimlerini, teknolojik gelişmelerin günümüzde yaşattığı toplumsal dönüşümler bile eskitememekte.
  İnsanoğlu, varoluşuyla birlikte, "ahlâkilik kaygısını" içinde taşımıştır. Kendisini "iyi" ve "kötü" olana dair sorgulamalara tabi tutarak, bunların "ne" olduğu sorusunun cevabını aramıştır. İşte bu aşamada ahlâkilik problemi ile karşılaşmıştır. Çevresinde gördüğü insanlar ve etrafındaki fizik nesnelerle ilişki kurarken karşılaştıklarının, bir takım değerlerle anlam taşıdığını görmüştür. Bu değerler de o insanın ahlâkî kodlarını belirlemiştir. Değerlerin dikkate alınmadığı anlarda, farklı eylem imkânlarıyla karşılaşıldığı zaman, neyi yapmanın doğru olacağına dair çeşitli ikilemler içerisine girilmesi kaçınılmaz olmuştur. Bu ikilemlerin tabiî bir sonucu olarak da doğru ve iyi olana dair çeşitli tasavvurlar ileri sürülmüştür.
  "Doğru" ve "iyi"nin "ne" olması gerektiğine dair bilgiler insanlığın ilk kültürel bulgularına kadar götürülebilir. Çeşitli kabartma resimler, destanlar, yazılı taşlar ve yazılı eserlerde buna dair motifler vardır. "İyi"nin "ne" olduğu üzerinde durarak diğer insanlara öncülük eden en önemli kişiler hiç kuşkusuz filozoflar ve peygamberlerdir.
  Filozoflar, felsefenin tabiatı gereği "iyi"nin "ne" olduğunu tartışmakla beraber somut davranış biçimleri vermekten kaçınmışlardır; peygamberler ise, iyinin ne olduğu üzerinde durarak, insanlara "model davranış biçimleri" sunmuşlardır. Peygamberler bu misyonlarını vahiy ve vahyi açıklayıcı sözler yoluyla yerine getirmişlerdir. Son peygamber Hz. Muhammed (asm) "Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim." diyerek hayatın bütün alanlarını kuşatan bir değerler sistemi sunmuştur.
  Aynı problem bugün de insanlığı meşgul etmektedir. Teknolojinin gelişmesi ve sosyo-ekonomik hareketliliğe bağlı olarak daha karmaşık hale gelen gündelik hayatlar, "iyi"nin "ne" olduğu sorusunu cevaplamayı daha da zorlaştırmıştır. İnsanlık, hayatın değişik alanlarında, bu soruya doğru cevaplar bulabilmek için "etik kodlar"a ihtiyaç duymuştur. Bilim adamları, mühendisler, siyasetçiler, hukukçular, tüccarlar, doktorlar, iş adamları ve meslek odaları yaşadıkları problemleri çözebilmek için bir değer yargıları sistemine dayalı teamüller oluşturmuşlardır. Bilgisayar alanında, internet kullanımında, enformasyon teknolojisinde, şirketlerin rekabet alanında ahlâka uygun olanla olmayan bilinmek istenmiştir.

Hikaye

  AHLAK

Ateş,su, ve ahlak bir yolda buluşmuşlar.Tanıştıktan sonra bir muhabbete tutuşmuşlar.Başlamışlar kendilerini tanıtmaya. Ateş başlamış söze. 
Bendeniz ateş: Ben demiş aşığımdır kimi zaman karanlıklarda,kimi zaman soğuklarda ısınmaya sebebim.Kimi zaman güneşim,kimi zaman bir kor parçasıyım yakarım hoşuma gitmediğinde önüme ne gelirse.Çok iyiyimdir.Benden çok kere istifade edilebilir der ve ekler ateş.Fakat bir sinirlenirsem yakarım etrafımda ne varsa kimi zaman yangın olurum ansızın yakalarım en boş anlarda der.Onun için benimle aranızı iyi tutun der. Su başlar söze Bendeniz der su: Hayat kaynağıyımdır.Yokluğum çok kötüdür.Ben olmazsam yaşayamaz mahlukat.Her hayatta ben varım der.Benim olduğum yerde hayat.Sonra başlar ateşin yaptığı gibi zararlarından bahsetmeye. Fakat der ben bir kızarsam sel olurum bazen,bazen bir fırtınayla gelirim ne varsa yutarım der.Onun için benle aranızı iyi tutun der. Sıra gelir ahlaka 
  Bendeniz ahlak: Hayat düzeninde benim yerim başkadır der.Benim hiç bir kötülüğüm yoktur.Kimseyi de tehdit etmem der. Sonra ateş girer söze 
ben bu arkadaşlığı çok sevdim der.Hani olurda bir gün birbimizi kaybedersek nasıl buluşacağız der. Su derki beni kaybederseniz eğer bir yağmur gördüğünüzde kaçmayın yaklaşın ben orada olurum der. Ateş derki beni kaybederseniz eğer bir duman görürseniz ,bir sıcaklık hissederseniz hemen gelin ben orada olurum der. Sıra gelir ahlaka söylediği söz çok manidardır. Siz siz olun beni sakın kaybetmeyin der.
 EĞER BENİ BİR DEFA KAYBEDERSENİZ BİR DAHA BULMANIZ MÜMKÜN OLMAYABİLİR.........


ARKADAŞLIK





  Kötü karakterli bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir torba vermiş.
“Arkadaşların ile tartışıp kavga ettiğin zaman her sefer bu tahta perdeye bir çivi çak”demiş.Genç, ilk günde tahta perdeye 37 çivi çakmış. Sonraki haftalarda kendi kendine kontrol etmeye çalışmış ve geçen her günde daha az çivi çakmış. Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış. Babasına gidip söylemiş. Babası onu yeniden tahta perdenin önüne götürmüş. Gence:

“Bugünden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için tahta perdelerden bir çivi çıkart.”demiş.Günler geçmiş. Bir gün gelmiş ki tahta perdede hiç çivi kalmamış. 
Babası ona:
“Aferin iyi davrandın ama bu tahta perdeye dikkatli bak, çok delik var. Artık hiçbir şey geçmişteki gibi güzel olmayacak. Arkadaşlarla tartışıp kavga edildiği zaman kötü kelimeler söylenilir. Her kötü kelime bir yara, bir delik aynen kalacak, kapanmayacaktır. Bir arkadaş ender bir mücevher gibidir. Seni güldürür, yüreklendirir sen ihtiyaç duyduğunda yardımcı olur seni dinler sana yüreğini açar” demiş.

Etik İle İlgili Güzel Sözler

  • Terazide güzel ahlâktan daha ağır gelen hiç bir  şey yoktur. (Hz.Muhammed (s.a.v))
  • Şeref ve erdem ruhun süsüdür. Bunlar olmasa, beden asla güzel gözükmez.  (Cervantes)
  • Tembellik, özgür adamı tutsak eder.  (Firdevs)        
  • Yükselen bütün insanlar ancak güzel ahlâkları sayesinde yükselmişlerdir.  (Anonim)
  • Bir ülkenin geleceği  ve ilerlemesi sağlam kalelere, güzel binalara ve milli gelirine değil, o insanların ahlaki değerlerine bağlıdır. (Martin Luther King)
  •  Sakın ahlâk kurallarını çiğnemeyin, çünkü öcünü çabuk alır.
  •  Ahlâk olmayan yerde, kanun bir şey yapamaz. (Napoleon Bonaparte)
  •  İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır.  (Victor Hugo)
  • Etik, iyi yönetimin temelidir.
  •  Kendiniz için değil, bağlı bulunduğunuz millet için elbirliği ile çalışınız. (M.Kemal ATATÜRK)
  •  Bir millet,  zenginliğiyle değil, ahlâk değeriyle ölçülür. (M.Kemal ATATÜRK)
  •  Doğruyu söylemekten korkmayınız  (M.Kemal ATATÜRK)
  •  Başarılı bir insan olmaya değil,  erdemli bir insan olmaya çalış.
  •  Etik, yapılacak doğru ile yapmaya hakkın olan arasındaki farkı bilmektir.
  •  Dürüstlük, başkaları izlemese bile doğru şeyleri yapmaktır.
  •  Doğruluk dışındaki  hiçbir düşünceyi, ne kafanızda ne de yüreğinizde yaşatın.
  •  Dürüstlük bir hazineye benzer, ortaya çıktığında taraftarları çoğalır; yalan ise gizli ateşe benzer, yanmaya başlayınca kötülükler ortaya çıkar.
  •  Akıl bir ağaç, dürüstlük ise meyvesi

Etiğin Meslek Hayatındaki Önemi




  Aynı mesleği icra edenlerin mesleki bir kimlik altında belli değerlerin etrafında toplanması, mesleğin onur ve saygınlığını yücelterek mensupları içinde olumlu bir çalışma ortamı yaratır. Meslek mensuplarının aynı şartlar altında ortak davranışlar   göstermesi,   mesleğin   bütünü   yararına   olumlu sonuçlar doğurur ki bunlar; mesleki disiplin ve topluma bağlılıktır.

Meslek etiği, grup içerisinde bir disiplin ruhu yaratmaktadır. Toplumun ve toplumda bulunan alt grupların yaşamı, bir düzenlemeyi gerektirir. Bu yaşamın istenen seviyede yürütülebilmesi için, çevrenin ve üyelerinin talep ve gereksinimlerine cevap verilmesi temel şarttır. Aile, meslek ya da başka bir toplumsal grubun varlığını sürdürebilmesi önceden belirlenmiş normlara uygun davranışlar göstermesine bağlıdır. Yani meslek üyelerinin bazı normlara uyması gerekir ki bu da belirli bir disiplin ortamı yaratır. Disiplin mevcudiyeti o grubun devamına olan inancı ve toplum gözündeki yerini belirler. Mesleki etik değerlere uymak ve onlarla bütünleşmek olgusu böylesi bir disiplin ruhunun yaratıcısıdır.

       Disiplin sadece toplum yönünden değil, bireyin kendisi için de önemli bir katkıdır. Etik değerler, kişi üzerinde sahip olduğu güçte, kişide ölçü dışına çıkan her türlü arzu ve ihtiyaç girişimleri engelleyici bir rol üstlenir. Örneğin aile içinde bazı etik değerler kaybolur ve eşler vazifelerini yerine getirmemeye başlarsa, eşleri birbirine bağlayan duygular kaybolmaya başlar, aşırı ve yıkıcı istekler artar, düzen bozulur huzursuzluklar baş gösterir. Böyle bir sürecin sonunda aile dağılma noktasına gelebilir.

Bir meslek grubunda da mensupların meslek etiğine uymaları, onları bu dağılma ve bozulma tehlikesinden kurtarır, hayatlarına bir anlam ve amaç kazandırarak toplumsal yalnızlıktan kurtarır.

Meslek mensuplarının da kendi içlerindeki etik kurallara uymaması, bağların kopmasına    sebep olarak disiplinsizliği doğurur. Her türlü sınırdan arındırılmış istekler ve beklentiler kırgınlık ve bezginlik yaratır. Bu tür yabancılaşma duygulan kişileri büyük bir dağınıklık ve umutsuzluğa, daha kötü sonuçlara hatta intihar gibi hiç istenmeyen kötü davranışlara sürükleyebilir.

  Görüldüğü gibi disiplin, meslek etiği anlamında, yalnız mesleki bir gereklilik değil, aynı zamanda meslek bünyesi içinde son derece önemli bir olgudur. Çünkü etik değerler etrafında gelişen bir disiplin, bireylerin kişilik gelişiminde önemli rol oynar. Kendine hakimiyet, yücelik, tutarsız istek ve taleplerin önüne geçilmesi gibi tutum ve davranışlar erdemli bir karakter yanında etik ilkelerine bağlılığın getirdiği disiplin ile sağlanır.

Meslek etiğinin bir diğer işlevi ise üyeleri arasında geliştirdiği bağlılık duygusudur. İnsanın en temel gereksi­nimlerinden birisi de insanlar arası iletişim ve toplumun bir ferdi olmaktır. Bir mesleğin ferdi olmak da kişiyi kendi menfaatlerinin dışına çıkararak insani bir birliğin içine sokar. İnsanlar yalnızca kişisel kimlikleriyle kalmayıp mesleki bir kimlikle de bütün­leşerek amaç ve ilke yönünden zenginleşir.

Toplumsal grup normları olan; ortak tutum, inanç, duygu ve davranış biçimi dışında kalan birey yalnızlaşır ve kimlik bunalımına düşer. İkilemler arasında sıkışarak mesleğe ve kendine zararlı kişiler haline dönüşürler. Bu tür bireylerin çoğunlukta olduğu meslek gruplarında bağlılıktan ve hizmet ideallerini gerçekleştirme arzusundan bahsedilemez.
Meslek etiği; ilkelere uyum oranında, mensupları arasındaki bağlılığı kuvvetlendirir, personeli bencil davranmaktan uzaklaştırarak mesleki birlik ve beraberliği sağlar. Bu da kişisel huzuru, mutluluğu ve mesleki saygınlığı arttırır.   Hiçbir   meslek   mensubu   veya   grubu   bu   nitelikleri reddedemez.

Etik Liderlik

  Lider; sözlük anlamı olarak, yönetimde gücü ve etkisi olan kimse, önder,  şef, bir
partinin veya bir kuruluşun en üst düzeyde yönetimiyle görevli kişi olarak tanımlanabilir.Liderlik; belirli  şartlar altında belirli kişi ve grup amaçlarını gerçekleştirmek üzere organizasyonun diğer elemanlarını etkileme, motive etme ve yönlendirme süreci olarak tanımlanabilir.Liderlik, belli bir durumda, belli bir alanda ve belli koşullar altında bir grup içindeki;insanlara örgütsel hedeflere ulaşmada yardımcı olacak deneyimleri aktarma ve uygulanan liderlik türünden hoşnut olmalarını sağlayarak grubu etkileme süreci olarak tarif edilebilir.

YÖNETİCİ                                                                 LİDER
  • Yönetir                                                    Yaratır, yenilik yapar
  • Düzeni sürdürür                                     Farklılık yaratır
  • Koruyucu                                                Geliştirici
  • Bir kopyadır                                            Orijinaldir
  • Sistem ve yapılara odaklaşır                 İnsana odaklaşır
  • Kontrole güvenir ve etkin kılar              İnsanlarda güven duygusunu geliştirir
  • Kısa vadeli bakar                                    Uzun vadeli bakar
  • Nasıl ve ne zaman sorularını sorar       Niçin sorularını sorar
  • Mevcut durumu savunur                       Statükoya meydan okur
  • İşleri doğru yapmaya çalışır                  Doğru işleri yapar 
   Liderin taşıması gereken özellikler şunlardır:
  • Ulaşmak istediği amaç ve hedefleri belirleyerek stratejileri oluşturmak
  • Vizyon sahibi olmak
  • Yaratıcı olmak
  • Duyarlı olmak
  • Dürüst ve güven verici olmak
  • Çalışanları motive etmek, gelişmelerini sağlamak
  • Sistemi bir bütün olarak görmek
  • Takım çalışması yararına inanmak
  • Kişiler arası etkin iletişim kurabilmek ve sürdürmek, eldeki verileri kullanarak bilgi ile yönetmek
  • Lider, doğruluk ve hakkaniyet ilkelerini hayata geçirir. 
  • Lider astlarının sorunlarına duyarlı olur, farklı görüşlerin ifade edilmesine
    imkân tanır.
  • Kurumsal başarı için; kimlik, katılım, hakkaniyet ve yetkinlik ilkelerini temel alır.
  • Lider çalışanları motive eder.  
  • Çalışanların kimliğine değer veren bir çalışma kültürü oluşturarak sorunlara
    yaklaşır.



Meslek Etiği


  İş hayatındaki davranışları yönlendiren, onlara rehberlik eden etik prensipler ve
standartların toplamına “mesleki etik” denilmektedir. Belirli bir meslek grubunun, meslek üyelerine emreden, onları belli kurallarla davranmaya zorlayan kişisel eğilimlerini sınırlayan, yetersiz ve ilkesiz üyeleri meslekten  dışlayan, mesleki rekabeti düzenleyen ve hizmet ideallerini korumayı amaçlayan mesleki ilkelerdir
  Tarihsel süreç içerisinde, insanoğlunun ihtiyaç duyduğu her türden mal ya da hizmet üretimi çeşitli meslek gruplarının doğmasına neden olmuştur. Bu meslek grupları zamanla örgütlenip bir takım ilkeler belirlemiştir. Bu ilkelerin arasında, etik-ahlaki değerler önemli bir yer tutmuştur. Osmanlı döneminde kurulan ahi birlikleri bu yönde oldukça katı kuralları olan bir örgütlenmedir.Meslek grupları; çeşitli esnaf, zanaatkârlarca farklı biçimlerde kurulmuş, o mesleğin dayanışmasını, kurallarını yansıtan kendine özgü birtakım ilkeleri olan bir birliktir.
  Bir mesleki etkinliğin ya da hizmetin, tüketicilerin gereksinimlerini karşılayabilmesi
için o meslek alanı içinde oluşturulmuş bir öz denetimden geçmesi gerekir.Mesleki etik bir özdenetim düzeneği gibi çalışır fakat diğer denetim biçimlerinden farklı olarak içseldir ve manevi bir nitelik taşır. Meslek etiği; genel ahlaki ilkelerin söz konusu meslek özelinde yeniden yazılmasıdır. Mesleki ahlak ilkeleri, etik kurallar olarak ”mesleki davranış ilkeleri” adıyla yazılan bir belgedir.
   Meslek ahlakı, her meslek üyesinin olabildiğince iyi olması ilkesine dayanır.Toplumun gözünden düşmüş bir meslek, gelişme potansiyelini de kaybederek meslek üyelerine yarar sağlayamaz hale gelir. Meslek etiğinin, genel ahlak kurallarından fazlası, mesleki bilgi ve uzmanlık nedeniyle meslek adamına yüklenen ek bir sorumluluktur. Verimliliğin artması, kalitenin yükselmesi için meslek etiği gereklidir. Mesleki etik kuralların amacı, kapsamına giren personelin ve birimlerin performansı,hareket ve davranışları ile ilgili merkeze ve birime özgü standartları belirlemektir. 
       Mesleki Etik İlkeler
Doğruluk 
  Doğruluk; doğru sözlülük ve güvenirliğe  işaret eden bir kavramdır. Etik davranış,
başkaları ile ilişkilerde dürüst olmayı ve içtenliği gerektirir. İçten ve dürüst davranmayanlar, ilişkilerde kendi sonlarını hazırlarlar ve güven ortamı ortadan kalkar. En önemli zedeleyici davranış biçimi çoğunlukla korku ve güvensizlikten kaynaklanan yalan söylemedir. Kişiler yalandan uzak durarak üstlerine ve altlarına tam bir güven sağlamak zorundadır.  İş hayatı içerisinde doğru davranış biçimlerini uygulamak, dürüst, adil,  eşit ve tarafsız olmak, yalan söylememek meslek etiğinin temel ilkelerindendir.
Yasallık
  İş hayatında üretilen her türlü malın üretiminde ve çalışanlarla ilgili problemlerin
çözümünde yasalara bağlı kalmak da mesleki etik ilkelerindendir. Günümüzde  iş yaşamında gerek üretim alanını gerekse çalışma hayatını düzenleyen yasalar mevcuttur. Hatta yalnızca devletlerin değil uluslararası bir takım kuruluşların da bu konuda etkili olduğunu söyleyebiliriz. Bunlara örnek olarak çalışma hayatını düzenleyen Uluslararası Çalışma Örgütü ile üretim standartlarını düzenleyen Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO)’yu sayabiliriz.
Yeterlik
  İş hayatında her gün sürekli gelişmeler olmaktadır. Bu gelişmeleri takip etmek, 
kendini yenilemek,  iş hayatına uyarlamak mesleki etik ilkeleri arasında önemli yer
tutmaktadır. Meslekte sahip olunan mesleki boyut, o  işi yapmak konusunda kişiye toplum içerisinde “uzman”,”yetkili” veya “yeterli kişi” gibi kimlikler kazandırır. Bir  işi yapabilmek için diploma ya da herhangi bir belge almak, gerçekte o kişiye söz konusu  işi yapabilme konusunda hak ve yetki verir. Bu nedenle meslek elemanlarının iyi bir  eğitimden geçmişolmaları gereklidir. Yeterlik aynı zamanda sorumluluk alabilme, inisiyatif kullanabilme davranışıdır. 
Güvenirlik
  Genel mesleki etik davranış kurallarını şöyle sıralayabiliriz. 
  • Yetersiz ve ilkesiz üyeleri meslekten ayırmak,
  • Meslek içi rekabeti düzenlemek, 
  • Mesleğin ideallerini korumak.
Mesleğe Bağlılık
  Mesleki etik ilkelerinden biri de kişinin yaptığı  işi önemsemesi ve en iyi  şekilde
yapmaya çalışmasıdır. Buna  kısaca mesleğe bağlılık diyoruz. Kişinin  iş hayatı içerisinde sürekli kendini geliştirmesi ve  eğitim olanaklarından yararlanması  işine verdiği önemi gösterir. Yalnızca kendi gelişimini yeterli görmeyip, meslektaşlarının mesleki gelişimine katkıda bulunmak ta meslek etiği içindedir. Mesleğe bağlılık kişinin  işini sevmesine ve huzurlu bir ortamda çalışmasına katkıda bulunur. Bu da verimliliği artırır.

Etik Tanımı ve Kuralları

  Etik: töre bilimi, ahlak bilimi, ahlaki, ahlakla ilgili olarak tanımlanmaktadır Etik,
ahlaki olanın özünü ve temellerini araştıran bilim, insan davranışları ile ilgili problemleri inceleyen felsefe dalı olarak tanımlanmaktadır. Etik, ahlak felsefesidir. Etik, insanın bütün  davranış ve eylemlerinin temelini araştırır.
  Günümüzde etik kavramı, daha çok  iş hayatı içerisindeki davranış biçimlerini
irdeleyen, düzenleyen bir disiplin olarak görülmektedir. Ahlak kavramı ise, kişilerin sosyal yaşam içerisindeki ilişkilerini düzenleyen bir disiplin olarak görülmektedir. Aristotales, etiği kuramsal felsefeden ayırarak kendi başına bir felsefe alanı olarak ele
alan ilk filozoftur. Etik, pratik felsefenin bir bölümü olarak insan eylemleri ve onların
ürünlerini konu alır. Etik sözcüğünün iki farklı kullanımı vardır. İlk kullanımı; alışkanlık töre ve gelenek anlamlarını taşır.İkinci kullanımı ise (genel kullanımı budur), eylemde bulunan ve davranan kişi, aktarılan eylem kurallarını ve değer ölçülerini sorgulamadan uygulamayıp; aksine kavrayarak ve üzerinde düşünerek talep edilen iyiyi gerçekleştirmek için onları alışkanlığa dönüştüren kişidir.
  Etik her  şeyden önce istenilecek bir yaşamın araştırılması ve anlaşılmasıdır. Daha
geniş bir bakış açısı ile, bütün etkinlik ve amaçların yerli yerine konulması neyin yapılacağı ya da yapılamayacağının; neyin isteneceği ya da istenmeyeceğinin; neye sahip olunacağı ya da olunamayacağının bilinmesidir. Etik; insanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan araştıran bir felsefe dalıdır.. Bireylerin ve toplumların yaşamlarında etik değerlerin varlığı, önem ve gerekliliği tartışılmaz bir gerçektir.Etik doğru ve yanlış davranış teorisidir. Ahlak ise onun pratiğidir.  İlkeler söz konusu olduğunda etik kavramı kullanılırken, davranış söz konusu olduğunda ahlak kavramı kullanılır. Etik bir kişinin belli bir durumda ifade etmek istediği
değerler iken ahlak ise bunu hayata geçirme tarzıdır.

     Etik Kuralları
  M.Ö. 4.yy. da zamanın en büyük filozofu olan Aristotales iyi, erdem, özgürlük,
mutluluk gibi sözcükleri kavram yapısına kavuşturduğu için ETİK’in kurucusu sayılır.
Etik neyin yapılması gerektiğini, hangi eylemin iyi olduğunu, neyin yaşama anlam
kazandırdığını gösterir. Özetle; etik, ahlak fenomeni üzerine derinliğine düşünme, yani felsefe yapmadır. Birtakım kuralları normları “normatif etik” ortaya koyar. İyi davranışlarda bulunabilmek iyi  işler yapabilmek için eylemlerimizi uydurduğumuz kurallara da “uygulamalı (pratik) etik” denilmektedir.
  Etiğin kaynağını ve temelini araştıran da “kuramsal (teorik) etik” tir. Pratik ve teorik
etik karşılıklı etkilerle birbirine bağlı olduğundan Etiği birbirinden ayırmak yerine, bir bütün olarak ele almak doğrudur. Buna karşılık iyi ve kötü, kişilere, toplumlara ve çağlara göre değişmektedir.
  Etik kavramı daha çok özel gruplar için geliştirilmiş belirli davranış, kural ve normları
içerir. Etiğin kökenleri arasında hem kendi isteklerimiz, kendi beklentilerimiz, kendi
doyumumuz yer alacak, hem de toplumun “iyi-doğru-uygun” buldukları önem taşıyacaktır.
  Bir eylem değerlendirilirken ilk basamak, onun ahlaki değerlerle çelişip
çelişmediğidir. Dolayısı ile bir insandan öncelikli beklenen, etik kurallara uymasıdır. Çünkü topluluk içinde yaşayan insanın, diğer insanlara tüm topluma bu kurallara uymayı daha baştan taahhüt etmesi söz konusudur. Bir toplumun üyesi olmanın ilk koşulu, var olan ahlaki çerçeveyi kabul etmektir.Etik, toplumun bakış açısını dikkate alarak bireylerin uygun olmayan davranışlarını belirler. Etik ilkeler  yıllarca süren tartışmalar sonunda ortaya  çıkar. Yasal düzenlemeler genellikle etik tartışmalardan sonra gerçekleşir. Yani belli konuya ilişkin etik tartışmalar başlayıp, dikkatler bu konu üzerinde odaklaştıktan sonra, etik sorunlara yol açan konuların çözümünü sağlayan yasalar düzenlenir. 
  Ortak etik kurallar(değerler): 
  • Doğruluk, dürüstlük 
  • Güvenilir olma
  • Sadakat
  • Adalet 
  • Başkalarına yardım etme Başkalarına saygı gösterme
  • Vatandaşlık sorumluluğuna sahip olma
  • Yalan söylememe
  • Başkasının hakkını yememe 
  • Karşısındakinin güç durumundan yararlanmama 
  • Acısı olanın acısını paylaşma